İLAHİ MEDENİYET(!)

Derya Gündüz deryasvydgndz@gmail.com

 Yolda gördüğünüz insanların yüzlerine artık daha dikkatli bakın. Çünkü nesli tükenip hala yaşamını sürdüren canlılarız. Bu yazım birtakım kişilikleri rahatsız etmek için yazılmıştır. Sağduyulu olanlar için de şimdiden teşekkür eder, yazımın asıl girişine geçmek isterim.

 Öncelikle biz yürüyen banknotlar değiliz. İleride amacınız doğrultusunda kullanılacak metalar hiç değiliz. Hayallerimiz sizin fikirlerinize uymuyor diye nefes almayı kesmek zorunda da değiliz. Biz vasıflarımızdan önce; birinin annesi, birinin babası, birinin çocuğuyuz. Hayatlarımız masada bilek gücünüzü göstermek için imzaladığınız kağıtlardan da oluşmuyor. Haklarımız birinin bize sunduğu lütuflardan meydana gelmek için de oluşturulmadı.

 Ninniyle uyutulan çocuklar bomba sesiyle uyanıyor, erzak almaya gidenlerin yollarını taşlar yerine ölüleri diziliyor. Hatta nefretiniz o kadar korkunç boyutta ki kendinizden olmayan karıncayı bile eziyorsunuz. Toprakla oynayarak büyümesi gereken çocukları toprakla boğuyorsunuz. İnançları olan kimseleri küçümseyip üstüne dalga geçiyorsunuz. Kimseye saygı göstermeyip en büyük saygınlığı kendiniz için istiyorsunuz. Vaziyetiniz çok korkunç.

 Yüzyıllardır dünyada masum insanların kanıyla kadehlerini dolduran ve güneşe alerjisi yüzünden yer altlarını kendine mesken tutmuş canlılar barınıyor. Bu canlılar kendilerini son derece medeni gösterebilmek için de son dişi kalana kadar vahşice dövüşmeyi kendilerine iyilik sayıyor.

İnsanların bedenleri doğanın kanuna göre bir gün çürüyecek. Ancak; bir toplumu asimile etmek için uğraştığınız, altına üstüne getirmeye çalıştığınız topraklarda fikirlerin tohumları her zaman filizlenmek için zamanını bekleyecektir.

 Masum insanların davaları sizin davanıza benzemeyecektir. Çünkü onların tek istedikleri insan gibi yaşamak ve çocuklarına bir gelecek. Zulmün uygulandığı her zaman dilimi tarihte kara leke olarak hatırlanacak, aklamak için de başka milletleri kötülemek sizi işin içinden çıkaramayacaktır.

 İlk paragrafta belirttiğim gibi neslimiz tükendi. Hem de sonumuz zehirlenerek getirildi. Bu duruma nasıl geldik diye soruyorsanız eğer; ortamda rahatsız olduğumuz bir durumu görmezden gelip sustuğumuz ve sonra da alıştığımız için şu an bu durumdayız.

Alışmadığımız insanlara da yabanileştik, onları yargıladık. Kendi fikirlerini başkalarına dayatmadan yaşayan kimselere gardımızı alırken tarafımızı savunanları da sorgulamadan bağrımıza bastık. Tepkisizlikten yüz bularak geleceğini masum insanların kanlarıyla yazmış her toplum, bir gün gelir aynı cüretle size ahlakı öğretmeye kalkar.