Kızılelma'ya adanmış bir ömür; Muammer Yavuz

Konya Aydınlar Ocağı Elektrik Mühendisi ve Aktivist Muammer Yavuz'un 75. Doğum gününde vefa programı düzenledi.

Reklam
Reklam

Konya Aydınlar Ocağı, Elektrik Mühendisi ve Aktivist Muammer Yavuz’un 75. Yaş gününde vefa programı düzenledi. Selçuklu Salı Sohbetleri kapsamında Konevi Derneği Salonunda icra edilen programda Yavuz, hayatı ve hatıralarını anlattı.

Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü programın açılış konuşmasında Yavuz ile tanışma hikâyelerine yer vererek, “Soğuk Savaş döneminim akabinde Türkistan bölgesindeki Türk devletlerine ziyaret yolu açılınca ben de bir tura katıldım ama otobüsteki kimseyi tanımıyordum. Tanışma faslında ben Doktor ve Konyalı olduğumu da ifade ettikten sonra (Ata topraklarımızı görmek için bu geziye katıldım) deyince en çok alkışı aldım. Meğer herkes benimle benzer duyguları taşıyor ama ifade edemiyormuş. Sonra yanıma biri geldi ve (Doktorum, ben sizi gıyaben tanıyorum) dedi. O kişi Muammer Yavuz’du ve o günden itibaren hiç ayrılmadık, pek çok yere beraber gittik” dedi.

Daha sonra kürsüye gelen Muammer Yavuz, kendisi için düzenlenen program sebebiyle aydınlar Ocağına teşekkür ettikten sonra, çocukluk c gençlik yıllarına dair bilgiler verirken “Bozkır’a bağlı Kovanlık köyünde doğdum. Çocukluk yıllarımda Konya’ya taşındık ve Aymanas’ta oturduk. Hacıfettah mezarlığının oradaki 14 Mayıs ilkokulunda başladım ama mahallemize Zafer İlkokulu yapılınca oraya devam ettim. Sonra Kur’an kursunda Sivaslı Kurra Topal Hoca da okudum. İmam Hatip Ortaokulunun beşinci sınıfında sporcularla birlikte Endüstri Meslek Lisesine geçtim ve Elektrik Bölümünü bitirdim. Sınavda Ankara Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi Elektrik Mühendisliği Bölümünden 1977’de mezun oldum” dedi.

Dönemin siyasi şartları sebebiyle aksiyon dolu bir gençlik yaşadıklarını da anlatan Yavuz, “İmam Hatip öğrencisi olduğumuz yıllarda gençlik hareketlerine dâhil olduk. Ankara Sanat Tiyatrosu Konya’da (Hülleci) adlı bir piyes oynamak istedi. İmam Hatip Okulunda hocamız Hacı Ali Kap bize, kitaplık salonunda sergilenecek oyun hakkında bilgi verdi. Ankara Sanat Tiyatrosunun amacı Konya’yı karıştırmaktı. Durumdan vazife çıkarıp oyundan bir saat önce salonu basarak oyuna dair afişleri yırtıp, sahneyi dağıttık. Hatta şaşı gözlü imam rolünü oynayacak oyuncuyu tartakladık. Sonraki üç gün okula gitmedik” diye konuştu.

Uzun yıllar hafızalardan silinmeyen Konya Olayları hakkında da bilgiler veren Yavuz, “Kızıl Rudi 19. Yüzyılın ilk gençlik hareketiydi ve Danıel Combendit adlı komünist Lider öncülüğünde başlamıştı. Biz 68 kuşağıyız. O dönem ülkemizde Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF), Dev-Genç, Dev-Sol, Doğu Devrim Ocakları gibi sol oluşumlar İstanbul ve Ankara’da başlamıştı. Konya’da da sağ da Komünizmle Mücadele Derneği, sol da Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) vardı. O günlerde,Taşkentli Vedat Demircioğlu adlı bir öğrenci İstanbul Gümüşsuyu Yurdunun ikinci katından aşağı atılarak katledilmişti. Solcu değildi ama onu istismar etmek istiyorlardı. Hatta devlet cenazeyi onlara vermeden Taşkent’e getirip defnetmişti. İstanbul’dan gelen Dev-Gençliler Konya’da miting yapmak istiyordu. Altıncı Filo hadiseleriyle ilgili de bildiri dağıtıyorlardı. Dev-Genç’in Türkiye’de ilk mitingi Konya’da yapmak istemesi de manidardı. Biz bu mitingin yapılmaması için harekete geçtik. Kısa adı TÖS olan Türkiye Öğretmenler Sendikasının önünde kargaşa başlayınca, meşhur Hayat Tostçusu Mustafa amca elinde bıçakla dışarı çıkıp bizi korumaya çalıştı. Ben, onun zarar görmesini engellemek için elindeki bıçağı alıp dükkâna attım. O gün TÖS’ün camları kırıldı. Dev-Gençliler Kırmızı Kütüphaneye kaçınca oranın da camları indirildi. Devrim Kütüphanesi de

oradaydı, orası da zarar gördü. Dev-Gençliler kaçtıkça biz kovaladık. Türkiye İşçi Partisinin teşkilat binası Karaman Caddesindeydi. Oraya kaçanların da peşine düştük. Parti binası epey zarar gördü. İçerideki orak-çekiçli bayrakları dışarı çıkarıp yaktık. Alaaddin Tepesindeki Torans Restaurant masonların Lions kulübünündü, oranın da camları kırıldı. Burada gözaltına alınanlar oldu. Valilik önünde toplanıp, gözaltına alınanların salınmaları için nümayiş yaptık. Arkadaşlarımız bırakıldıktan sonra, grup genelevi yakmaya yürüdü. Bu sırada jandarma genelevi korumaya almış. Biz geneleve doğru yürürken millet sokağa inince herkesin bizi desteklediğini zannettik. Meğer Konya’da deprem olmuş da herkes don-gömlek o yüzden yollara inmiş” diyerek devam etti.

Yer aldıkları bu olaylar yüzünden İmam Hatipten kovulan otuz kadar öğrenciden biri olduğunu kaydeden Yavuz, “İmam Hatip’te ilk def Mehmet Takımı kurulmuştu ve bende yer almıştım. Katıldığımız ilk bayram töreninde halk bize büyük ilgi gösterince sonraki bayramda araç kortejinin de arkasına bırakıldık; üstelik mehter değil, tören yürüyüşü yapmamız istenmişti. Protokolü geçtikten sonra (Has-Dur) komutuyla mehter yürüyüşüne geçince halk yine bizimle tören alanından ayrıldı. Bundan sonra da Mehter takımı kapatıldı. Konya Olaylarından sonra bizim İHL ile ilişiğimiz kesildi ve çoğu sporcu arkadaşlarımızla Sanat Okuluna gittik” dedi.

Ankara’daki öğrencilik yıllarının da aksiyonla geçtiğini vurgulayan Yavuz, “Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisinde solcular hakimdi ama biz bunu kırdık. Bir defa solcu öğrenciler Hacettepe’de beni yakalayıp komalık edinceye kadar dövmüşlerdi. Gözlerimi hastanede açtım. Konya’ya geldikten sonra babam koyun kesip beni deriye yatırarak morluklardan kurtardı. Akıncılar Derneği de Türkiye’de ilk olarak bizim kaldığımız yurdun mescidinde kuruldu. Okulu bitirdikten sonra İller Bankasında göreve başladım. Sonra TEDAŞ’a geçip, Van Bölgesinde görev yaptım. Hayatımın her döneminde soydaşlarımızın yaşadığı coğrafyaya ilgi duydum, gitmeye gayret ettim. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ayaz Niyazi Muttalibov Rus yanlısıydı ve devrilmesi gerekiyordu. Bunun için Azerbaycan’da halkın katılımıyla büyük gösteriler, yürüyüşler, mitingler yapıldı, bende orada konuşmalar yaptım. Savaşın en şiddetli zamanlarında Azerbaycan’da Elçibey’in yanındaydım” diyerek sözlerini sürdürdü.

Bosna savaşında da duyarsız kalmayıp pek çok defa yardım götürdüklerini, şehit Dr. Sadık Ahmet ve ailesiyle dost olup Batı Trakya Türkleri ile yakından ilgilendiklerini, Irak sınırlarındaki Türkmenlere kayıtsız kalmadıklarını anlatan Yavuz, “Merhum Aliya İzzetbegoviç ile görüşmelerimiz oldu. Irak Türkmen Cephesini ziyaret ettik, Erbil ve Kerkük Kurultaylarına katıldık, Göç-Engel projesine katkı verdik. Suriye’ye de kayıtsız kalmadık, Bayır-Bucak’a yardımlar götürdük. Devletimizin aralarla ilgisini, başarısını yakından müşahede ettik. Aleyhte yapılan propagandalara kanmamak lâzım” dedi.

Gagavuzya, Tataristan, Başkurdistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Dağıstan, Çeçenistan, Gürcistan seyahatlerinin de insani yardım amaçlı olduğunu anlatan Yavuz, “Karaçay, Malkar, Adige, Osetya, Ahıska ve Nahcıvan’da bulunduk, yardımlar götürdük. Halen de Suriye’ye yardım götürmeye devam ediyoruz. Yaklaşan Kurban Bayramı vesilesiyle de halkımızın bağışlarını ihtiyaç olan bölgelere ulaştıracağız” diyerek konuşmasını tamamladı.

Program sonrasında şair yazar İsmail Detseli, aktivist Muammer Yavuz için kaleme aldığı şiiri okudu. Yavuz, yaş günü pastasını da Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ve Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit ile kesti.

konya aydınlar ocağı mustafa güçlü muammer yavuz75.yıl